GEZENTİP AMERİKA’DA
YAZI SERİSİ – 4
LOS ANGELES – UNIVERSAL
STUDIOS
Los Angeles’daki ilk günümüz
Lakers maçı ve sonrasındaki çevre gezimiz ile noktalandı. Bu gezi sırasında
daha önceden araştırdığım bazı teknolojik aletleri almak için Best Buy’a da
uğrama fırsatı buldum. Yeri gelmişken bu teknolojik alet alışverişi konusuna da
değineyim.
Amerika Teknoloji
Alışverişi:
Öncelikle hangi ürünü alacak olursanız olun gitmeden önce çok iyi bir
fiyat araştırması yapmanızı öneriyorum. Zira kalıplaşmış görüşlerin aksine
bazı durumlarda Amerika fiyatları değişken olabiliyor ve çeşitli ürünlerde
buradan almanın bariz bir farkı kalmıyor. Apple ürünleri ve telefon benzeri
ürünler her zaman dikkatlice araştırılmalı genelde ülkemizdeki vergi durumu
nedeniyle daha uygun oluyorlar ancak dediğim gibi pasaport kaydı, giriş
ücretleri vb. hepsi dikkatlice ele alınıp hesaplanmalı. Biz telefon ve Apple
ürünleri için ihtiyaç duymadığımız için bunlara odaklanmadık.
Ben kompakt ve zoom özelliği
yüksek bir fotoğraf makinesi araştırmış ve Canon SX 260 HS adlı makineye karar
kılmıştım. O zamanlar Türkiye’de 1000 TL civarı olan bu makineyi Best Buy’dan
yarı fiyatına alabilecektim. Dediğim gibi araştırma önemli, fiyat farkı
özellikle yeni çıkan ürünlerde oluyor, bu ürün de öyle bir örnekti. Biz Best
Buy’da ürünü biraz inceledikten sonra satın aldık. Pil ömrü dışında makineden
oldukça memnun kaldık. Özellikle küçük boyutları ve buna rağmen 20x optik zoomu
ile bizi memnun etti. Neyse teknoloji merakım neden ile konuyu dağıttığımı
hissetim biz asıl konumuza dönelim…
İlgisini çekenler olabilir diye
belirtmek isterim Staples Center çevresinde gezilecek çok mekan yok, ancak Grammy
Museum burada dikkatimiz çekti, biz gittiğimizde kapalıydı (Pazar günüydü) ama
ilgisini çekenler için güzel bir alternatif olabilir. Ayrıca Staples Center Los
Angeles’ın ekonomik merkezinde yer alıyor bu anlamda da dev binalarla sarılmış
bir bölge burası.
![]() |
Staples Center çok yakın olan Grammy Museum önünden bir hatıra... |
Maç sonrasında Beverly Hills civarında asıl olarak
gezilecek yerleri fazla olmayan, ünlülerin ve zenginlerin evlerinin yer aldığı
geniş bir alana yayılan çevrede aracımızla tur attık. Buraya gideceklere
tavsiyem araç ile gitmeleri zira alan büyük somut bir mekan da olmadığı için
bir yere gidelim inceleyelim yerine çevreyi kısaca görmek yeterli oluyor.
Buralara ünlülerin evleri vb. adı altında turlar var, Kodak Tiyatrosunun oradan
farklı alternatifler halinde turlar düzenliyorlar, onlar da alternatif olarak
düşünülebilir. Ancak bizim aracımız
olduğu için gerek duymadık, içeriklerini de çok bilmemekle beraber bu turlara
yüksek bedeller ödemenin vaat edilen görülecek alanlar dikkate alındığında çok
gerekli olmadığı kanısındayım.
![]() |
Beverly Hills o meşhur sokaklar, evler, lüks... |
Universal Studios
Gezisi:
İkinci günümüz Universal Studios
gezisi ile geçecekti. Bu aktivite için de gelmeden önce araştırma yaptık. Öncelikle şunu şöyleyeyim Los Angeles bu
tip tema - eğlence parkları açısından oldukça verimli bir yer zira Warner Bros
stüdyoları ve Disneyland diğer alternatiflerden öne çıkanlar. Bazı şehirlerde
birini bile bulmak zorken burada üç büyük toplanmış durumda. Biz daha önce
Paris Disneyland’a gittiğimiz için onu başta eledik. Diğer alternatifler
arasında da Tripadvisor yorumları ve blog yazılarından edindiğimiz izlenimlere
göre Universal Stüdyolarına karar kıldık.
Universal Studios internet
sayfasından yaptığımız ön araştırma sonucunda Front
of Line Pass – yani öncelikli geçiş
biletlerinden almaya karar verdik. Farklı bilet alternatiflerini iyice
incelemek gerekiyor. Bizim zamanımız az olduğu için geçiş önceliği sağlayan,
sıra bekletmeyen ve bazı aktivitelerde özel imkânlar sağlayan bu bileti tercih
ettik. Fiyatı daha yüksek olsa da bizim durumumuzda çok katkı sağladı. Örneğin
parka ilk girişte uzun bir sırayı aşmamızı, şovlara ve turlara özel girişlerden
girmemizi ve bazı şovların sonunda özel ekstra şovlar görmemizi sağladı. Biletin
internet üzerinden alımında hiçbir sorun olmuyor, alım işleminde ben özel bir
farklılık görmedim. Biletleri belirttiğiniz adlar için özel bir barkod ve kod
eşliğinde e-postanıza iletiyorlar, bunlar ile girişteki görevlilere gitmeniz
yeterli. Orada bu biletleri asılları ile değiştirip size bilete istinaden
boynunuza takacağınız özel kartlar veriyorlar bunlar öncelikli geçiş hakkını
sağlıyor.
Universal Studios gezimize artık başlayabiliriz. Ulaşım için biz
yine aracımız kullandık, bu anlamda terkar etmekte yarar var özellikle Los
Angeles’ta araç kiralamak ve çevreye onunla gitmek çok iyi bir alternatif bu
Universal Studios için de geçerli oldu. Aracımız otoparka bıraktık ve eğlence
diyarına doğru ilerlemeye başladık.
Asıl olarak Universal Studios’a
girmeden önce çevresinde yer alan ve buraya gelenlere hizmet vermek amacında
olan yeme içme ve alışveriş mekanlarından oluşan bir alandan geçiyoruz. Burası
da oldukça eğlenceli… ama asıl ortam için burada fazla vakit geçirmeden hızlıca
geçiyoruz.
![]() |
Universal Stüdyolarına ulaşım için aracınız olması önemli bir rahatlık... |
![]() |
Stüdyoların girişindeki alan ağırlıklı olarak restoranlar ve mağazaları barındırıyor, güzel mekan tasarımları var... |
Ve işte Universal Studios, o meşhur giriş
kapısından geçiyoruz. İçerideyiz, mekan oldukça büyük, çok şov ve gezilecek
alan var. Bu yüzden hızlıca bir plan yapıyoruz aslında insan başta biraz
şaşkınlaşıyor, nereden başlasam diye. Siz düşünürken sağdan soldan çıkan
karakterler bu şaşkınlığı daha da artırıyor. Sağınızda bir vampir belirebilir
veya bir anda Marilyn Monroe ile poz verirken bulabilirsiniz kendinizi, hepsi
çok profesyoneller, bu işten zevk alıyorlar bunu hissediyorsunuz… İlerlemeye
devam ediyoruz. Girişte farklı konseptler ile dükkanlar var, bazıları filmlere
özel adanmış durumda ve içeride evcil hayvanlar için mama kabından sırt
çantasına kadar aklınıza gelen gelmeyen her şeyin bu konseptlerde hazırlanmış
ürünleri var, biz buraları gezmeyi çıkışa bırakıp hızlıca ilerliyoruz,
kapılırsak bu dükkanlardan çıkmayacağımız korkusu da hızımızı arttırıyor…
![]() |
Bahsettiğim tema dükkanlarından birisi Transfromers... |
![]() |
Bu şans bir daha ele geçmez değil mi :) |
İlk olarak yolumuzun üzerinde
olan korku tüneline giriyoruz… klasik korku tünellerinden çok daha etkileyici
bir tasarımı olan bu eğlence daha doğrusu korku aktivitesi :) içerisine çekiyor
sizi… sağdan soldan çıkan zombiler size dokunuyor kaçıyorsunuz… dışarı
kendinizi attığınızda derin bir nefes almak şart… Bu tünelde modeller ve
kuklalar yerine gerçek oyuncuların olması sizi kovalaması korku ortamını
gerçeğe yakınlaştırmış… Vücudunuzdaki adrenalini arttırmak için iyi bir
başlangıç olduğu konusunda şüphe yok.
![]() |
İlk durağımız... |
Devam ediyoruz. Park içerisinde
ilerlerken Amerika tarihinden ve şu anki yaşamından esinlenmiş ortamlar
canlandırmalar ve karakterler karşınız çıkıyor, hepsi ile fotoğraf çektirmek
mümkün biz de bu fırsatı değerlendiriyoruz…
Daha sonra neredeyse tüm park ziyaretçilerinin bir kez katıldıkları
parkın genelini ve stüdyoları gezdiren tanıtım turuna katılıyoruz. Burada
öncelikli biletimiz bize özel erişim sağlıyor ve sıra beklemeden geçiyoruz. Bu
turun özelliği römork halinde çekilen araçlar ile çeşitli alanları dolaşmak,
başta çok basit görünse de içeriğinde ilerledikçe bunun da oldukça güzel bir
eğlence olduğunu görüyoruz… başlayalım bakalım :)
![]() |
O meşhur stüdyolar karşımızda. |
Önce film çekimlerinin yapıldığı
stüdyoları geziyoruz. Bunlar devasa yapılar biz gezerken de işlemeye devam
ediyorlar. Setlerin içinden geçiyoruz, geçmişte efsane olmuş filmler örneğin
Geleceğe Dönüş sahneleri çekilirken kullanılan şehir seti içinden geçiyoruz,
araç yavaşça ilerlerken en önde yer alan tur rehberimiz bize filmlere de
değinerek o anları anlatıyor.
![]() |
Geleceğe Dönüş filmi setindeyiz... Doktor karşıda gördüğünüz binadaki direğe ışınlanma için gerekli enerjiyi sağlayacak kabloları bağlamıştı ve yıldırım düştüğünde... |
Bu şekilde devam ederken, aracımız bir anda bir tünele doğru yöneliyor.
Bir çekici ile çekilen araçlarda yer aldığımız için çok da hareketli bir tur
olmayacağını varsayarken tünele doğru yönelmemiz bu fikri sorgulamamıza neden
oluyor. Tüneli de sanki bir filmden
hatırlıyorum gibi geliyor bana derken aracımızın tekerleklerinin raylara
oturduğunu kilitlendiğimiz ve tünelin içine doğru çekildiğimiz görüyoruz. Tur
rehberimizde olayın üzerindekini sis perdesini kaldırmıyor, ışıklar kapanırken
tek söylediği daha önce dağıtılan üç boyutlu gözlüklerimizi takmamız… tünelin
giriş kapısının kapanması ile zifiri karanlıktayız...
![]() |
Tünele girmek için hareket ediyoruz. Bizi nelerin beklediği hakkında hiçbir fikrimiz yok. |
Bir anda ortam hafifçe aydınlanıyor üç boyutlu gözlüklerin de etkisi
ile çevremizde koşturan bir şeyler olduğunu hissediyoruz… bunları
tanımlamak zor ama sanırım evet dinozorlar
var çevrede, arada görünüyorlar, araçtakilerin çığlıkları artıyor. Tam bu
sırada soğuk bir rüzgar geliyor aracın içine, ardında çok yüksek bir kükreme sesi… tam bu sırada
hangi film içine girdiğimizi anlıyorum ama artık çok geç bir insan
boyundaki azı dişlerini tam gözümün önünde görüyorum evet bu KING KONG… bize bakıyor.
Olayın heyecanı üzerimizde iken bir anda aracımız aşağı kayıyor, KING KONG’a
bir dinozor saldırıyor o yüzden bizi elinden düşürüyor biz aşağı doğru boşlukta
düşüyoruz… Bunları rayların üzerine oturan aracımızın hareketleri sayesinde
oldukça yoğun bir şekilde hissediyoruz, tabi 3 boyutlu gözlükler rüzgar ve ses
efektleri de işin diğer oyuncuları… evet bu sahne KING KONG’un sevdiği kadını
ele geçirmek isteyen dinozorlarla savaşı, filmden hatırlıyorum bunu düşünürken
heyecan artıyor… aşırı derecede sarsılıyoruz. Bizi KING KONG yakalıyor düşerken,
o sırada bir dinozoru da eliyle tutmuş, bu sırada bir diğeri saldırıyor biz
yine düşüyoruz. Bu dövüş içinde bir oraya bir buraya savruluyoruz, çığlıklar
artıyor… Bu mücadele biraz daha devam ediyor en son KING KONG iki dinozoru da
telef ediyor. Aracımız da bu sırada yavaş yavaş tünelin dışına yol almış
durumda. Unutulmaz bir deneyim, evet dev bir roller coastera binmedik, çok
yüksekten düşmedik belki gerçek olarak ama devler arasında bir savaşta kaldık,
her şeyiyle hissettik, bu kesin… bizi kurtaran KING KONG’a minnettar olarak
yolumuza devam ediyoruz. Çıkışta savaş sırasında kaybettiğimiz bir aracın
görüntüsü neler atlattığımızı bir kez daha bize gösteriyor :)
![]() |
King Kong ve dinozorların saldırısından kurtulamayan bir aracın hali... |
Devam ediyoruz, farklı setlerden
geçiyoruz, Fast & Furios araçlarının dansını izliyoruz, nasıl efektlerle
donatıldıklarını, ateşi suyu rüzgarı hissediyoruz. Ardından devasa bir uçak
enkazı içinden geçiyoruz. Hala dumanları
tütüyor, inanılmaz, hani bir laf vardır ya film icabı derler, eğer bu film
icabıysa gerçeği nasıldır, dehşet verici bir ortam, bunu ekrandan değil de
kendi gözlerinizle görmek unutulmaz bir deneyim, setleri yaratmakta gerçekten
inanılmaz başarılılar, bu kesin… Devamında Jaws setini görüyoruz, tam Jaws
nerede derken aracımızın sağında suyun içerisinden bize hücum ediyor neyse ki
bunu da atlattık… Daha bitmedi “Psycho”
evet efsane film setinden geçiyoruz. Tam bu sırada Bates Motelden çıkan
birisi var kim demeye kalmadan bizi kovalamaya başlıyor neyse ki ondan da
kurtulduk… Turumuz artık sona eriyor, daha anlatamadığımız pek çok ayrıntı
olduğu kesin ancak sırf bu tur için bile Universal Studios’a gelmek şart…
![]() |
Uçak enkazında hala dumanlar tütüyor... |
![]() |
Bates Motel önündeyiz fazla durmasak iyi olur... |
Tur ardından stüdyoların çeşitli
yerlerinde kümelenmiş restoran ve fast food dükkanlarına yöneliyoruz. Aslında
fast food dışında seçenek çok az. Disneyland deneyimimizde daha çeşitli ve
restoran denilebilecek mekanlar vardı, burada sanırım Amerika’da da olmamız nedeni
ile olarak fast food dışında pek bir alternatif yok. Tabakta pizza ve içeceğimiz
alıyoruz hızlıca atıştırıp bir sonraki aktiviteye yöneliyoruz.
Bu seferki aktivitemiz dublör
hayvanların yer aldığı bir gösteri. Bir
tiyatro sahnesinde Hollywood filmlerinin pek çok sahnesinde yer alan veya
başrolde bulunan hayvanlar gösteride yer alıyorlar. Tahmin edeceğiniz üzere
kediler, köpekler ama bunların dışında daha nadir ve nispeten eğitilmesi zor
olan hayvanlarda rol alıyorlar. Örneğin
kartallar, fareler, gine domuzları, tavşanlar, tilkiler, baykuşlar ve tavuklar
da gösterinin parçaları. Çok iyi sahnelenen bir oyun izliyoruz J hayran olmamak elde
değil. Gösteri sona erdiğinde başta da dediğim gibi satın aldığımız bilet tipi
nedeni ile bizim gibi bileti olanlara diğer izleyiciler gittikten sonra ayrı
bir şov yapılıyor. Bunun sonunda da bu oyunun başrol oyuncuları ile yakından
resim çektirme şansımız oluyor. Bir kartala bu kadar yaklaşmamıştım, bir ara
göz göze geliyoruz… çok güçlü bir hayvan pençeleri gagası… belgesel izlemek
gibi değil, yakından çok daha heybetli duruyor.
![]() |
Fareler de şovda rol alıyorlar. |
![]() |
Bunlardan sonra stüdyoların daha
hareketli kısmına geçiyoruz, bu alanda Jurassic Park, Transformers ve Mummy
tarzı filmlerin rollercoaster ve barkovisyon karışımı olan şovlarına
katılabiliyorsunuz.
Bu alan asıl parkın girişinden
bayağı aşağıda yer alıyor ve asansörler veya çok uzun bir merdiven yolculuğu
ile inilebiliyor, merdiven demişken korkmayın tabi ki yürüyen :) zira Amerika’dayız
unutmayalım fazlaca hareket etmenize gerek yok araçlar her zaman sizi taşır…
Jurassic Park için ayrılan alanda da girişte bir tema mağaza var
aklınıza gelebilecek her türlü şeyi burada bulabilirsiniz, güzel hediyelikler
de var. Buradaki Jurassic Park temalı şov şöyle, daha klasik olduğu
söylenebilir zira bir su coasterına biniyorsunuz sizi parkın içinde karanlık
bir ortamda dinozorlar arasında bir seyahate sokuyor, inişler çıkışlar derken birden
dev bir dinozordan kaçma telaşındayken bindiğiniz bot bir şelaleden düşüyor, bu
şovun sonu, oldukça yüksekten çığlıklar içinde düşen bot çevreye oldukça fazla
su fışkırtıyor. Tabi siz de nasibinizi alıyorsunuz J Bu şov için özellikle araca
binmeden önce suya karşı önleminizi alın orada satılan ve hazırlıksız gelen pek
çok kişinin satın aldığı basit yağmurluklar bir çare olabilir. Teknolojik
aletleri de oldukça iyi korumak lazım gerçekten su sizi ıslatıyor öyle sıçrama
falan değil… Hiçbir önlem alamadıysanız şov sonunda çıkışta size sunulan kâğıt mendiller
de çare olabilir ancak sınırlı bir çözüm, olan olmuş oluyor.
Transformers şovundan da bahsetmemek olmaz. Bu şov Amerika için de
yeni bir heyecan zira Los Angeles içinde yer alan reklam panolarında da
stüdyolardaki yeni ilgi çekme kaynağı olarak kullanılıyor. Biz de çok merak
etmiştik. Aslında siz bir binaya giriyorsunuz ve çoklu koltuklar içeren bir
platforma biniyorsunuz, ortam karanlık ancak bir anda aksiyon başlıyor ve o
andan itibaren neyle karşılaştığınız anlamak hareket ses, rüzgar derken
beyninize oyun oynayan görseller devasa projeksiyonların yansıttığı dev
robotlar çevreniz sarıyor evet bir Transfomrers filminin içindesiniz… İyi ve
kötü savaşı dönüyor çevrenizde iyi sizi korumaya çalışıyor bir o yana bir bu
yana savruluyorsunuz, aslında olduğunuz yerde duruyor gibisiniz ancak çok uğraşılmış
ve her anı dikkatlice tasarlanmış bir aksiyon ortamı var filmin içinde olmamak
mümkün değil, heyecan çığlıklar binalardan düşüyorsunuz, oradan oraya derken heyecan
bitiyor, ortam aydınlandığında kendinize gelmeniz güç bunu oturduğunuz yerde
yaşamış olmanız da, yani bir devasa coaster falan yok, ama işte beyninize
hepsini yaptığınıza yemin ettirecek bir his veriyor bu şov ! tanıtıldığı kadar
varmış birkaç sefer denemek şart evet.
Stüdyolardaki gezimizin sonuna
yaklaşıyoruz. Veda ederken farklı filmlerden farklı karakterler ile resimler
çekmeyi de ihmal etmiyor, hediye dükkanlarına uğrayıp stüdyolardan ayrılıyoruz.
Disneyden sonra bizim için unutulmayacak bir deneyim daha oluyor ve burada Los
Angeles’a gelen herkesin kendisi için bir şey bulacağı kanısındayız, yazıyı
sonlandırmadan önce Universal Stüdyoları için yazı içinde de yer alan birkaç ipucunu
tekrar sıralayalım;
Universal Stüdyoları Gezi
İpuçları:
- Bileti gitmeden önce internetten alabilirisiniz, iki gün bile gezilebilecek kapsamı olan parkta aşırı sıra olmuyor ancak zamanınız bizim gibi az ise ve şovlarda bazı ayrıcalıklar elde etmek istiyorsanız Front Line Pass biletleri düşünülebilir, bunlar bir günlük oluyor, standart biletlerde iki günü kapsayan uygun fiyatlı seçenekler de var.
- Stüdyolara ulaşımı biz aracımızla sağladık çok uzak olmasa da ulaşım planı önceden yapılmalı
- İçeride Fast food ağırlıklı yemek seçenekleri var fiyatlar çok yüksek değil, girişte yiyecek ve içecek sınırlaması yok kendi imkanlarınız ile atıştırmalık getirmek de düşünülebilir.
- Su şovları için ince bir yağmurluk getirmek iyi olabilir, içeriden kalitesi düşük bir şey de alınabilir.
- Sırt çantası ile gelinebiliyor, en azından bize bir şey demediler veya içini aramadılar.
- Erken gelmekte fayda var, turist gruplarına takılabilirsiniz.
- Başta yer alan tema hediyelik konsept dükkanlarına dalıp vakit kaybetmeyin içeride her adım başı benzerleri var ayrıca çıkışta almak elinizde tüm gezinizde yük olmaması için de iyi olur.
- Transformers şovuna kesin girin…
- Stüdyoyu gezdiren turu basit görmeyin mutlaka katılın, içinde güzel deneyimler barındırıyor.
- Çıkışta geri gelip gelmeyeceğinizi sorup kolunuza okunmayan bir damga basıyorlar bunu biz kullanmadık ama yemek için dışarı çıkma konusunda geri gelme alternatifi olması da güzel, ayrıntısını bilmiyorum ancak kapıda bu konuyu sorabilirsiniz girerken.
- Son olarak iyi bir fotoğraf makinesi ve bol resim için hafıza kartı ve pil olması iyi olur.
Umarım yararlı
olmuştur. Bol gezmeler, keşifler, anılar dilerim…
GEZENTİP
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder